29 Mart 2010 Pazartesi

herkes burda bi sen yoksun

herkes en güzel kıyafetlerini giymiş
bense en güzeliyim
herkesin yüzü bana dönük
ben hep sırt çevirdim
sırt çevirdiğimde gördüm bana baktıklarını
önceden farketseydim dönermiydim hiç
hep geç kaldım ben
çok beklediler ama onlar bekledikçe ben geç kaldım
ne zaman arkalarını dönüp gittiler
o zaman anladım.

kocaman bir salondayım herkes en güzel kıyafetlerini giyinmiş
o kadar kalabalığım ki tüm sesler karışıyor
yalnız hissediyorum kendimi sesler arttıkça
o kadar çok yüz varki seni unutturmaya çalışan kız,erkek,yakın,uzak...
ben seni arıyorum
nereye baksam sen varsın
o kadar büyük ki yokluğun ve o kadar çok yoksun ki
herşey sensin işte...

yediğim yemek,içtiğim su,dinlediğim şarkı
gözüme sürdüğüm göz kaleminde,rujumda...
sana alıyorum nefesimi
ne kadar dolusun içimde,açtığın boşluğun büyüklüğü kadar
kalabalıklarımda sensin,yalnızlıklarımda

susma diyorum sana bana bişey hisset
ne hissedersen en büyüğü olsun
ya deli gibi sev ya da nefret et
arası olmasın...
olmasınki kalıyım içinde ne şekilde kaldığımın önemi yok
yeterki yerim olsun.

yeni uçurumlarım var yeni tuzaklarım
hepsini görmezden geliyorum
büyük seviyorum oyunları
ve büyük oynuyorum
daha derine çekene daha çok acıtana koşuyorum

hazırladım çantamı bugün
içine seni koydum öperek
canın acımasın diye bana aldığın şala sardım seni
rahat ol istedim,benimle ısınırken, üşüme
ve taktım bana aldığın şapkamı beğenmeyerek
senin beğenmen yeterliydi çünkü
çünkü senin elin vardı onun üzerinde hala
yaptığın yemeğin damağımdaki tadı gibi
sen en güzel tatsın damağımda...

bugünde yoksun
kimse yok sen yoksan...
sen herşeymişsin,herkesmişsin...

27 Mart 2010 Cumartesi

seçkin pirEler

mikanın çok önemli dersleri varmış,sınaw zamanıymş,bitirme projesi varmış,saatler bi saat ileri alınmış... kimin umrunda...

bence hayatta dert edilmesi gereken tek şey yetenek sizsiniz de kimin yarı finale çıkacağı.
desti izdivaçta önemli ama, ganime teyze yok ne zamandır.tırnaam kırıldı bide,annem dediki siyah zeytin yersen tırnakların güçlenir.bide mevsimden dökülüomş saçlarım bu kadar çok.
asıl dertlerim bunlar benim.

böyle olduğu zamanlar oldu, bir kilo aldım die hayatımı kabusa çevirdiğim,sırf tınaaam kırıldı diye offlayıp pufladığım.
ne güzel günlermiş ne de güzel dertler buluomuşum kendime...yine üzülsem ya bunlara,gelecekle ilgili planımı soranlara yine eskisi gibi kusursuz bi güzelliğim olucak,çok yakışıklı biriyle evlenicem ve zengin olucam diyebilsem.böyle salak olabilsem yine.öyle gerizekalı olsamki hatta cumhurbaşkanının,başbakanın adını bilemesem röportaj sırasında.ne bilicm zaten bilmez olaydım.
dünyadan bi haber yaşasam,tek derdim kuaföre gitmek ve dedikodu yapmak olsa...ne mutlular onlar ya.herşeyden uzak herşeyden habersiz...bak seçkin pirilere bak mal dersin kıl dersin tüy dersin ama evlendi gitti kaanla...kaanda çok bi bok diil ayrı bi konu ama şeçkin piriler nedir ya.
ama ne eğlenceli bi kızdır o...bende öyle olsam ya.

daha fazla daha daha daha fazla görmek için bu kadar açıyosum gözlerimi ben seçkin piriler bile olsam nafile.görürüm görmek isediğimi.ama tayyip erdoğanla onunn 7 sulalesini görmiyim ya.onlar olmasın hyr.
uykum geldi saat 5...

günün anlamlı ve önemli cümlesi: benden 2 tane, senden de 2 tane olsa; benlerimizi buluşturup seviştirsek seninle...

22 Mart 2010 Pazartesi

C3MOİ nin kızlara uyarılar...başlıklı yazısına itafen...

son 2 aydır çok yoğun bi şekilde aşık olduğum için sorgulamaya başladım herşeyi...resmen bi savaş bu ve illaki biri kaybedio.ve o noktada aşk başlıo ben öyle olduğunu düşünüyorum.yani demek istediğim her iki cins,erkekler ve kadınlar aynı şeyleri seviyorlar.zoru seviyoruz biz,nasılki siz size mesaj atmayanı seviyorsanız,bizde sürekli arasın ilgilensin,benimsesin bilmem ne derken aslında bunlara sahip olduğumuzda toz olup uçuyoruz.yani bu durumda ilk mesajı atmayan kazanıyo...ama kazananda aşık olamıyo.
söylediklerine katılmakla birlikte,kendi düşüncelerimi doğruladığın için kızıyorum sana.keşke böyle olmasaydı.ama matematiksel bi imkansızlık var aşk dediğimiz bokta.

herneyse demek istediğim biz bazen kaçmaktan yoruluyoruz ve o kadar aptalız ki kolay inanıyoruz hemen yelkenler fora...

nasıl başlar peki bu işler;
erkek,kendini mükkemmelmiş gibi kahranmış gibi tanıtır önce,inanılmaz bi ilgi,kibarlık falan
kız;olduğu gibidir hoşlanmıo bile olsa süper yüksek egosu için asla terslemez erkeği
erkek, elde etmesi zor sanarak kızı,sürekli bi bahane bulur onu aramak için maksat kendini sürekli hatırlatmaktır.ve kızın umursamazlığı yüzünden,zor olan çekici gelir ona...
kız;bu ilgiye alışmaya başlar ve yavaş yavaş bu ilgiden,iltifatlardan kısaca yalanlardan etkilenmeye başlar...ve hata yapar...
erkek;kızında ona karşı olan ilgisini görünce rahatlar ve zoru başarmıştır...orgazm olmuştur artık zaten.yavaş yavaş azalır aramalar çünkü kendisini hatırlatmaya ihtiyacı kalmaz.
kız;aşık olduğu ilginin azaldığını gördükçe çıldırır,aslında çok ta sevmediği birine deli gibi aşık olmaya başlar...kendinde arar sorunu.ilgisini çekmek için çırpınır durur.aslında bilir hiçbişey yapmaması gerektiğini.bile bile inanmak ister gerçek aşkın olabiliceine...bile bile imkansız olduğunu ve bile bile onu kaybediceini,asla söylememesi gerekn 5 kelimeyi dayanamayıp söyler ''beni neden eskisi kadar aramıyorsun'' birde şu war ''nerdesin aramasaydın hiç'' işte bu fırtınadan önceki sessizlik gibidir.bunu bile bile söyleriz ama yinede...ne sevmeyi biliyoruz nede sevilmeyi, her ikimizde...

ben sevmekten vazgeçtim, sevilmeyi seçtim...çünkü ben sevince aptallaşıyorum,sevimsizleşiyorum...kim severki beni o zamn...

yazını sevdim düşündürdü beni ellerine sağlık :)

16 Mart 2010 Salı

zannettim ki,ben büyüdükçe yollarda büyüycek.ama olmadı öyle... hep daraldı,kısaldı yollar.okadar büyümüş hissediorum ki kendimi bi adım gibi gelio heryer gitmiyorum.

küçükken çok büyük gelirdi dünya herşey masal gibiydi.şehrin ışıklarına gözlerimi kısarak bakardım,kendimi güzel bi filmde zannederek dans ederdim hayalimde.hala da tepeden bakınca şehre, kısarım gözlerimi,yine başım döner çocukken olduğu gibi ama dünya eskisi kadar büyük ve gizemli gelmio bana...hatta artık dansta edemiorum hayalimde.küçük ellerimle ettiğim duaları hatırlıyorum,ağladığım matematik sınavlarımı...büyüyünce diye başlayan cümlelerimi...annem babam ve ben tatile giderdik,daha büyük mutluluk yoktu benim için sonra istediğim oldu ben büyüdüm...

akşam yemeklerinde yoktum artık,o hayal ettiğim ışıkların altında dans ettiğim güzel bir sevgilim,güzel arkadaslarım vardı.artık büyüktüm ben hep sevgilim ve arkadaslarım vardı yanımda annemden babamdan çok.tatillerimiz ayrıldı,sabah kahvaltılarımızda...ben özgürdüm...

ne kadar şanslı olduğumu düşündüm hep,arkadaslarımla tatile gidebiliyodum,erkek arkadasımla kalabiliodum,ne istersem o oluyodu işin özeti...veee bu büyüklükten zewk almamaya başladım ben.eeee hayatının sonuna kadar bu böyle.peki sonra?
annemden izin istediğim,izin vermediğinde yalvardığım zamanları özlüyorum.tadı vardı çünkü,anlamı vardı.

şimdi dahada büyüdüm ben eeee napıcam ben şimdi,ellerim küçük hala Allah kabul edermi acaba yine dua etsem.boyumda çok uzamadı e aklıma öyle...yine istesem dans edemezmiyim şehrin ışıkları altında?

ben arada kaldım ne olduğumu ne olmam gerektiğini bilmiyorum...öyle bi boşlukki bu laf olsun diye söylenen 'kendimi boşlukta hissediyorum' lardan değil.

nereye gitsem kendimide götürüyorum,ama istemiyorum işte tek başıma yalnız gidiyim benimle olanlar,olmuş olanlar,bitmiş olanlar,olucak olanlar olmasın sadece ben alıp gidiyim.gelmesin benimle ben bile...

benimle birlikte büyüyen tek şey başıma açtığım işler oldu.her seferinde daha büyük taşların altını görmek istedim.ama bu sefer o kadar büyük tü ki cidden altında kaldım ve kimsede yardım edemiyo bana...sihirli bi kelime olmanı bunları çözen beni alan ve olmam gereken yere oturtan.ben artık yosun tutmak istiyorum...sürekli uyumak istemem bundan.

diyolarki başka şeyler düşün bişeyler yap,gez toz,git...bende düşünüyorum neresi beni mutlu eder acaba die...yok öle biyer... neyse yoruldum

not: altına yap üstüne otur un ne demek olduğunu anladım ben :)
bigün daha onun aramasını bekleyerek geçio...geçio ama :) sanırım böyle alışılıo,özlemekten yorulduğunda ve çabalamaktan ve koşmaktan yorulduğunda...daha fazla zamana ihtiyacım var...

okula gitmeliyim,yapmam gereken o kadar çok şey varki bi anda hepsi üstüme gelio eskiden hepsiyle başedebiliodum...nasıl yaptığımı unuttum...kendimden daha mı çok seviyorum ki yaaaa...olabilir mi böyle bişey? tek istediğim telefonumu fırlatıp atmak onunlayken giydiğim herşeyi kendimide :) yinede kaçamam ki ben bununla yüzleşmek zorundayım...neyse okula gidiorum ....

not: bir daha kimsenin telefon numarasını ezberleme...böylece numarasını telefonundan sildiğinde rahat edersin...beynimden silemiorum ki...
bana biri yardım etsin onu aramamam için...sevgiler

15 Mart 2010 Pazartesi

bu gün biraz daha iyi hissediorum aklıma daha az geliosun oyalıorum kendimi sürekli bişeylerle uğraşmaya çalışıorum.o kadar dolmuşum ki seninle farkında olmadan su içerken düşünüorum seni...ara vermeye gelmiosun sürekli tempoda kalmam koşturup durmam hatta kendimden kaçmam lazım son hızımla,senden kurtulmak için...daha fazla su içiyorum eskisinden yüzünü unutmıyım diye...unutıyım seni ama birazın kalsın istiyoum...vazgeçiorum tam senden nefes almaya başlıorum ve bakıyorum ki artık yemeklerden tat alabiliyorum iştahım da açıldı...derken bi ses bana ''seni özlemediğimimi sanıyorsun '' diyo...ve sil baştan...tekrar koşmak için önce konsantre oluorum konuşuorum,anlatıyorum yetmio kendi kendime kuruorum yine bi çözüm bulamıorum ve başlıorum koşmaya...ve yine yoruluorum bi yerde yorgunluğumla uğraşırken,kendimi eskitirken ben seni unutuorum...ama aslında biliorum ki beni arıycaksın bu yüzden rahat içim unuttum diyerek kendimi kandırıorum sadece...beni aramanı beklerken sabırlıyım ben...beni hiç aramıycak olsan,bidaha hiç olmıycak olsan yani %+^%+&%+/&/ düşünemiorum bile...

şimdi soruyorum önüme gelene ne söyliyceklerini bile bile...sonra dönüyorum içime soruyorum,sus lan dio bana azıma sıçtın bok ettin yok ettin beni...

küsüm ben ya herşeye,sana,ona,buna,kendime...napar sağlıklı insanlar, ayrılır acısını yaşar ve bitirir dimi...benim acımla yüzleşmeye cesaretim yok korkuyorum.daha fazla üzülmekten.tamamda mika ulan sen zaten bunu eninde sonunda yaşıycaksın ulan bu herif her türlü yok olucak neden uzatıosun gerizekalı neden.göt gibi kalan sen olucaksın hertürlü kesin gidicek yani altarnatif warmı ? yok...ee o zaman o gitmeden sen gitsene kızım bu kadarmı malsın yaa...hiç mi sevmiosun kendini...

cahil,köylü,aciz,gerizekalı,beyin özürlü mika...karaktersiz

11 Mart 2010 Perşembe

ben değil o seviyo seni

sorunların üzerine gittikçe gerçekten başdilebilir hal alıolar...alışıosun ya da bilmiorum...mide ağrısı gibi belli bi zaman sonra ağrıdığını hissetmemeye başlıosun bu yüzden diyolar sanırım 'ZAMAN' die...

1 ay olucak nerdeyse biteli ve onu görmeyeli...3-4 gün görmemeye dayanamazken çok uzun bir süre bu neticede ama bi yandanda dün gibi gelmesi çok şaşırtıcı.dün görmüşüm gibi gözlerimin önünde...

hay lanet olası küçük kalbim neden taşıyamayacağın yükleri sırtlanıosun hep...ittire ittire sokarak içine neden yoruyosun kendini...
zavallım orda heycanla bekliosun sürekli telefon çalar diye ya da bişey olurda tekrar olur diye dimi...akıllanmıyosunda bak derste alamıosun.hala çocuksun işte benimle büyümüyorsun çünkü...sevmek için temiz kalmak için akıllanmamak için büyümüyosun...ve beni yalnız bırakıosun.beni savaşımda mağlup ediosun...
gerçi seni sustursam telefonum susmuyo ve sen tekrar ritmini buluyosun dimi...

ben susuyosam sen konuşuyo olduğun için mi,ikimiz aynı anda konuşamazmıydık hiç mutlu olmak yokmu ... hep oyun mu oynamak gerek.ben bu yaşıma rağmen çok yorgunum gerçekten çok yorgunum.kafamı omzuna koymak ve ben söylemeden içimdeki herşeyi anladığını bilmek istiyorum.sen konuş ama,hiç susma hatta gitmek zorunda olduğunu anlat,bitmesi gerektiğine ikna et,ama yine son sözün beni öldürsün.son sözün yine seni seviyorum olsun...ve ben bütün konuştuklarının içinden sadece bunu hatırlıyım...

sonra rutin gidişlerin olsun geleceğinden emin olduğum... her gelişinde daha çok sarıl bana çünkü gidişin her seferinde daha çok yakıcak beni...değdi diyim 5 dakikam için 5 ayıma değdi...benden götürdü ama getirdikleri... diyim...sen yine git ama gelmelerini hatırlıyım ben sadece, yine gideceğini bilmeden,benim olmadığını unutup,hep yanımda olacakmışsın gibi...

'belki gelir' demiyim ama yokluğunda.öyle bi zamanda gel ki hayır diyemiyim sana,giderken hayır diyemediğim gibi...ben sana hiçbirşey diyemedim ki zaten.

kalbim seni çok seviyo...

10 Mart 2010 Çarşamba

kalbimi yıkasalar sen akarsın

neresinden yakalasam aynı yeri tutuyorum sanki koşuyorum ama yürüyenler hep önümde.umrumdamı sanki...
kurtuldum bitti derken yeni bi çıkmaz sokağa atıyorum kendimi yine aynı denizde boğuluyorum...boğuldukça daha güzel ölümler görüyorum.ve her öldüğümde bi önceki için sitem ediyorum kendime.bütün bunları bana yaşatan ben olamam diyorum bazen nasıl başkalarına karşı bu kadar iyimserken kendini yakmak için sürekli ateş arıyorsun...

yeniden bitiriyorum, susturuyorum içimdeki tüm sesleri.sana susuyorum sana bitiyorum yine ama yaptığım herşeyde senin adın var.seni unutmaya çalışırkende sen varsın,nefret etmeye çalışırkende.ben beceremedim...

hep bir sonraki daha fazla acıtır en büyük acıyı içinde olduğun da yasarsın ancak.benim başım ağrımıyo artık, karnımda...sen ağrıyosun sadece bende başka hiçbirşeye fırsat vermeden hiç durmadan ağrıyosun içimde.yinede azaltabiliyorum bazen, sesini duyduğumda oda, seni görmek bile yetmezken bana hatta seni görmek bile acı verirken tek bir kelimenle huzur buluyorum...
şimdi sen gittin ya beni çok sevdiğini söyleyip,sevdiğin için gittin ya hani...o zaman bi büyüklük daha yapta temelli git diyorum ben.git yani tamamen git...bırak seni görmeyi sesini bile duymayı hayal edemiyim de unutıyım seni...ne istiyosun anlamadım ki...

neşeli blog umu geri istiyorum...ben bu senle dolu blog u sevemicem hiç.hiç gülemicem burda :(