9 Eylül 2011 Cuma

bütün bir gün düşünmüştü aslında, neydi karar veremediği.
kuşları seyretti çayı elinde. özgür olmanın ne demek olduğunu öğrenmişti çünkü çok kısa bir süre önce. bir iç çekiş geldi ardından. tüm düşüncelere duvar örmek, hapsetmek istiyordu, boğmak onları orda. düşündükçe dahada karmaşıklaşan, bu şey neydi.değermiydi...

sonra saatine baktı hazırlanmalıydı. kaçıyordu beklediği son tren. saçlarını ördü aceleyle, kırmızı mavi elbisesini giyip aynaya baktı. yaşından çok genç görünüyordu. belki aşktı onu dik tutan belkide çok sevilmekti. hayatına girdiği bütün adamlar çok sevdiler onu. öyle ya ondan evlenmişti 16 sında. istememişti evlenmeyi, mahallede, babası çok para aldı dedikoduları döndü durdu çok uzun seneler. çok zengindi adam, 2 katlı evi var dediler. evi olana kız verilirdi o zamanlar.

sokağımızın kendi kuralları vardı, küçük köy hayatını istanbulun çıkmaz sokaklı bir köşesinde sürdürüyorduk. yasaktı kızların top oynaması burda, yakar top oynayan üstü başı yırtık çocukları izleyerek geçti çocukluğum. en iyi bildiğim iş sandalyeye çıkıp çamaşır asmaktı bizim balkonda. annem düşüceksin dikkat et diye bağırırdı mutfağın kapısından. ben atlamayı severdim balkondan, düşmeyi, dizimi morartmayı. 1. kattı evimiz. odam hep karanlıktı, tek küçük bir camı vardı apartman boşuluğuna bakan. bazen camdan konuşurduk. hayallerini anlatırdı bana. burdan bi geçit yapıp kaçıcakmış başka şehirlere sonra başka ülkelere, asla evlenmiycekmiş.
babası döverdi annesini çünkü, çalışmazdı. babasının ayak sesini duyardı bazen ve bana dönüp hayalet taklidi yaparak babaa geliyo derdi. sesini öyle bi inceltirdiki korkardım. haklıydı, 1.80 boylarında, oldukça kilolu,esmer bir adamdı babası. kaşlarını bi çattımı herkes saklanırdı ondan. alacaklı bakkal bile ses etmezdi ona.

ya birda bakkal hüsnü amca vardı işte, çocukken bütün bakkalı olanların adını hüsnü zannederdim. hüsnü bakkal lafından olsa gerek. hüsnü amca çok sevecen tonton bi adamdı. tüm mahalle onun için eli sıkı, cimri derdi ama. çok çikolatasını yemişimdir. hiç boş göndermezdi beni dükkandan. oğlu aşıktı bana. kız nuri derlerdi ona. beni sevdiği için ip atlardı bizimle. mahallenin bütün kızlarıyla arkadas olmuştu.
benim en yakın dostum olacaktı kız nuri, tabii yaşasaydı...

devam edicek.....